Beklentiler çoğu zaman üzer..
Hep duyduğumuz şu -önemli olan iç güzellik tabirini bugün çok hızlı ve sakin bir anda şimşek gibi beynime çarptırarak düşündüm. Neden derseniz, benim durumumda 33 yaşında, kabaca gençlikten orta yaşa geçen kadınların genelde gün içerisinde durup bir krem bile sürecek vakti yoktur. Çocuk bir yandan, ev bir yandan, çalışmak bir yandan. Ama bugün ne olduysa aynanın önünden geçerken kendimle gözgöze geldim. Dedim ki aman allahım benim mi bu çizgili yüz.. şaka şaka öyle demedim ama sabah, kış olmasının avantajı sayesinde öylesine bir şeyler giyip çıkmıştım, döndüğümde de aynı saçmasapan kıyafetlerle devam ettim bugüne. Aynada gördüğüm şeyin ki şey diyorum benimle bir alakası yoktu. Saçlarıma uzun süredir fön çekmemiş, makyaj malzemelerime süslü kutular almış, yerleştirmiş ama asla kullanmıyordum. Kıyafetler de hem kilo hem de artık sanırım tarzım değiştiğinden giymek istemiyorum çoğunu.

Şimdi siz bunu neden anlatıyor bu kadın bunları diyebilirsiniz ama şuraya gelmek istiyorum; bu benim beğenmediğim halimi bile şu an beğenen biri var. Yani aslında zaten demek ki ben de kendimi böyle beğeniyorum ki müdahale etmiyorum. Biraz önce yazdığım şeyler tamamen toplumun bana dayattığı, ailemdeki kadınlardan işittiğim sözlerin bütünü. Yani ben pür makyaj, nefis kıyafetlerle tüm gün dolaşsam eminim çok şaşırıp beni tebrik edeceklerdir çünkü bu onların takdiri. Benim takdirimse zamanın bana getirdiği gibi giyinmek. Gençken çok meraklıydım ama şu an merak duyduğum tek şeyin oğlanla dışarı çıktığımızda nereden ne kriz çıkarır da ben ona müdahale edebilirim. Tarzım ya da yüzümdeki çizgiler değil. Hepsi hallolur. Zamanla kişisel temizliği çok farklı yerlere montaj etmişim demektir ki, kısacık ojeli tırnaklar -belki sedefli oje- mis gibi kokan saçlar, temizlenmiş dişler. Buraya evrilmişim. Ve gerçekten de mutluyum. Diyorum ya, genele değil de sürekli yaşadığım insanlara vurunca epey popüler biriyim evde. Parfüm sıktığımda-ki çokça uzak durmaya çalışıyorum- oğlum hemen koklayıp muttteşşeemm koku anneeğğ diye beni mutlu eder, eşim zaten fazlasıyla mutlu. Olmasaydı da sorun değildi bu arada lakin bu bir evde, bir arada yaşamanın yazılı olmayan kuralları, bunu sonra konuşuruz.

Demem o ki, buraya bir günde gelmedim. Bu görüye sadece güzellik algılarını reddederek veya başka bir yolla da gelmedim. Sadece hayat getirdi beni. Seve seve de geldim. Siz de vardığınız yere sıkı sıkı tutunun, mutsuzsanız değiştirin değilseniz de gelin birlik olalım, sarılalım! Siz de kendi ‘iç güzellik’ yolculuğunuzu anlatın! Yorumlara yazın veya bültenime katılarak samimi bir topluluğa dahil olun. Çünkü gerçek güzellik, paylaştıkça büyür…
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim, uzun zamandır mektup arkadaşlığı yapıyorum sen de aramıza katılmak istersen menüdeki Newsletter kısmından bana ulaşabilirsin!
Sevgiler.