Herkese merhaba!

Hepimizin belki de en çok muzdarip olduğu konulardan bir tanesi, özel hayat ve iş hayatımızı birbirine karıştırdığımız an içinden çıkamadığımız buhran!

Bunu uzun zamandır düşünüyorum, remote çalışmama rağmen hem özel ilişkilerim hem iş hem ebeveynlik gibi bir çok duyguyu bünyemde yumuşatıp dış dünyaya artık nasıl yansıdığını bilmesem de sürekli kendimi sakin olmakla telkin ederken buluyorum. Hem çok yorucu hem de gerçekten insanı tüketen bir sürü olaylar silsilesi! Aslında çözümleri çok pratik olan bu yöntemi kafamızı Survivor moduna odakladığımız için göremiyoruz. İşte size sebep ve sonuçları ile 7 maddede neler yaptığımı açıklıyorum.

1–Sınırlarınızı belirleyin, dengede kalın!

İyi ama nasıl dediğinizi duyar gibiyim, eğer istemediğimiz bir durumun içinde kalmadan hemen önce size her şeyin donduğu bir yarım saat verilseydi, ne yapardınız? O düşünme süresince stresten ölür mü yoksa acil bir çıkış planı mı hazırlardınız? Cevabınızı az çok tahmin ediyorum, kim olursa olsun belli sınırlar içerisinde cevap vermek ve kendinize zaman tanımak bu anlamda çok değerli. Bizler kişisel zaman deyimini çok hafife alıyoruz ama kişisel zaman önceden belirlediğiniz sınırlar içerinden özgür olmanız anlamına geliyor. Bu da biraz mola anlamına geliyor. Yani yemek yaptığınız ve televizyon izlediğiniz zamanlar aslında mola verdiğiniz anlar olmuyor, bir anda yapamasanız bile 15-20 dakika bile olsa sadece kendinize kanalize olduğunuz ve günü değerlendirdiğiniz her an aslında sizin dışarı dünyaya çizdiğiniz ama kendinize daha iyi gelecek bir sınır demek. Bunu talep ederken çekinmeyin.

2- Zaman yönetiminde 80/20 kuralını uygulayın

Pareto prensibini hiç duydunuz mu?Zamanında İtalya’daki toprakların %80’inin nüfusun %20’sine ait olduğunun fark edilmesiyle ortaya çıkıyor. İktisat biliminin temelinde yatan bu düşünce ve kurallara göre; bir toplumda bir kişinin durumunu iyileştirmek için diğer kişilerin durumunun kötüleşmesi gerekir. çünkü kaynaklar sınırlıdır ve eğer birine daha fazla hak düşecekse, bunun diğerlerinden kısılması gerekir. Dolayısıyla her şeyi yapmak için çok fazla efor sarfetmek boşadır. Yapılması gerekeni yaptıktan sonra geri çekilip izlemenizi öneririm.

3-Dijital Detoks

Bakın bu benim en sevdiğim. Yakın zamanda yemek yerken dahi sosyal medyada vakit geçirdiğimi anladığım an telefonu ve diğer sosyal medya araçlarını tamamen sınırlı kullanmaya başladım. Sadece o an yapmam gereken şeye odaklanıp onu yapıyorum, uyumadan evvel asla bakmıyorum ve efektif kullanmaya çalışıyorum. Bir sosyal medya kullanıcı olsam da güç bende olmalı, ben istediğimde açabilmeliyim uygulamayı. Aksi takdirde beyin sisi dahil bir çok riski her gün omuzlarımda taşımak hiç işime gelmiyor. Tatil zamanı ya da yoğun olduğum zamanlarda genelde uygulamaları telefonumdan kaldırırım çünkü sürekli bir paylaşma ihtiyacı hissediyorum ve beni o kadar rahatsız ediyor ki. Üstelik tatil denen olayı aylar önceden ayarlayıp buna heyecanlandığımı varsayarsak önümdeki uçsuz bucaksız deniz manzarasının ortasında telefonum ve hiç tanımadığım insanlarla geçirdiğim boş bir vakit gibi geliyor.

4-Fiziksel ve mental molalar vermek

Özellikle masa başında çalıştığınızı varsayarsak mutlaka zaman takibi yapılıp buna göre hareket edilmelidir. Benim yaptığım bu anlamdaki en efektif olay yanıma su almayıp, susadığımda mutfağa kadar yürümek. yerimden kalkıp belki bir kaç esneme hareketi. İşe yarıyor.

5-Aile ve arkadaşlarla kaliteli zaman

Günlük değil, haftalık olarak özlediğimiz insanlarla planlar yapmak hem motivasyon hem de onlara ve kendimize zaman ayırmak anlamında çok değerli. Bir araya gelmek için bir bahaneye ihtiyacımızın olmadığı gibi, kısa molalar herkese çok iyi gelecektir.

İşte böyle sevgili dostlar, kendimce bir kaç yöntemle size biraz olsun yardımcı olmak istedim. Umarım beğenmişsinizdir. Beni diğer sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi ve yorumlarınızı esirgemeyin. Web sitemi gezmek isterseniz tıklayabilirsiniz!

Hoşçakalın!